Page 3 - HUMAYUN YAYINLARI
P. 3

Hümayun’da buluşuyoruz.

                                   Tarihle öldürebilirsiniz bir halkı, tarihle diriltebilirsiniz. Tarihi anlatma şekliniz,
                                nasıl bir vatandaş istediğinizi, halka nasıl bir kimlik aşılamak için çırpındığınızı
                                gösterir.

                                   Türkiye fizikî olarak sömürgeleştirilmedi ama bir kısım aydınının kafası
                                maalesef sömürgeleştirildi. Bu yüzden okullarında âdeta bir sömürge tarihi
                                okutuldu. Kendi geçmiş ve medeniyetinden utanan, hatta ecdadına hınç duyan,
                                zihnini Batı’ya kiralamış, bir yeniçeri sürüsü Türkiye’de bu aydınlar. Tarih de bu
                                geçmişi silmenin en emin yolu oldu. “Osmanlı Anadolu’ya çivi çakmamıştı.” veya
                                “Tarihimizde buluş yapan bilim adamı çıkmamış.” tarzındaki ucuz hükümler bu
                                ihanetin sefil birer tecellisi.
                                   Oysa tarihi nasıl okuttuğunuza bağlı olarak bir halkı köleleştirebileceğiniz
                                gibi özgürleştirebilirsiniz de. Türkiye’de aydın ihaneti, tarihe ihanetle taçlandı.
                                Ecdadını kötüleyen çocuklara “üvey baba tarihi”ni okutacaklardı. Ama artık evin
                                öz oğlu vatanına dönüyor ve hayır diyor, bu tarih de sahte, bu kahramanlar da.
                                Siz kenara çekilin biraz. Biz öz babasının hikâyesini anlatacağız.

                                   Türkiye sömürge imalatı tarihten kurtulup öz tarihine uyanırken aslî kimliğini
                                yeniden hatırlıyor, hatırladıkça kendine geliyor, şahsiyetini yeniden buluyor.

                                   Türkiye sanayileşme ve teknoloji üretme yolunda dev adımlarla ilerlerken
                                tarihinin parlak sayfalarına daha bir dikkatli eğiliyor, onun büyülü aynasında
                                hakiki büyüklüğünü fark ediyor ve ecdadı gibi cihanşümul bir vizyonla buluşuyor.
                                Bu, tarihin üzerimize yürüdüğü ve bizimle buluştuğu andır işte.

                                   Tam bu kavşakta ortaya çıkan “hangi tarih?” sorusunun cevabını aramaya
                                odaklanmış  bir yayınevi geliyor huzurunuza... Tarihin öz kimliğimizi hatırlama
                                ve ayağa kaldırma yolunda ne muazzam imkânlar içerdiğini gösterecek ipuçlarını
                                altın tozları hâlinde insanımızın yollarına serpmek ve onun geleceğe yürüyüşüne
                                kalıcı bir azık sağlamak için yola çıkan Hümayun Yayınları öncelikle yayınlanmış
                                bütün kitaplarımı bir külliyat hâlinde değerli okurlarıma sunacak. Tarihin tarihte
                                kalmadığını, bugünü de yönlendirip insanımızın önüne yeni ufuklar açabileceğini
                                gösterecek eski ve yeni çalışmalarımla bundan böyle bu çatı altında sık sık
                                buluşacağız.
                                   Çok okunan kitaplarımın yeni baskıları yanında yepyeni kitaplarımla da
                                bundan böyle Hümayun’da buluşalım.

                                                                                          Mustafa Armağan
   1   2   3   4   5   6   7   8