Page 4 - MİNYATÜRLERLE NASREDDİN HOCA
P. 4
lular döneminde yaşadığı ve I. Alâeddin Keykubad’dan (Ö. 616 / 1220)
itibaren Selçuklu Sultanları’ndan on hükümdarın zamanına yetiştiğine
dair görüştür.
Bu kısa hayat hikâyesinden sonra diyebiliriz ki, sözlü kültürümü-
zün en güçlü, en yaygın ve en sevecen ürününün Nasreddin Hoca fık-
raları olduğunda kuşku yoktur. Bu fıkraların genel özelliği güldürücü,
kırmadan uyarıcı, yol gösterici, kimi zaman şaşırtıcı, düşündürücü ve
çelişkilere vurgu yaparak alay edici; bazen de hazırcevap şeklinde kıvrak
bir zekâ ürünü tarzında olmalarıdır. Mizah kültürümüzün en çarpıcı
örneklerini teşkil eden bu fıkralar içi-dışı bir, özü-sözü aynı olan bir bilge
insanın ve bir halk filozofunun topluma aynen ayna tutarak, onu gül-
dürüp eğlendirerek eğitmesinden ibarettir diyebiliriz. Böyle olduğu için
Nasreddin Hoca evrensel bir şahsiyettir. Ve dünyada onun adını, nükte
ve esprilerini duymayan bir kültür muhiti yok gibidir.
Burada şu hususu belirtmeliyiz ki, bu fıkralar Hocamız gibi seve-
cen, gayet latif ve zarif olmakla birlikte geçen yüzyıllar içinde ağızdan
ağıza aktarılırken bunlardan bazıları bozulmuş, kaba, edep dışı, hatta
bayağı ve müstehcen bir hâl atmıştır. Dolayısıyla bunları Hocamızla
ilişkilendirmek o muhterem zata karşı büyük bir saygısızlıktır.
Bize gelince, millî kültürümüzün en kadim ürünlerinden olan Nas-
reddin Hoca fıkralarından bazılarını, çocuklarımızın ve gençlerimizin
zevkle okumaları için şiirle dile getirmenin faydaları olacağını düşün-
düm. Bunu gerçekleştirmem için beni yüreklendiren aziz dostum Nuret-
tin Albayrak Bey’i rahmetle anıyorum. Bu çalışmanın bir sanat eseri
kimliği kazanmasında görüş ve tavsiyelerini esirgemeyen ve bize yol
gösteren muhterem Hüseyin Kutlu hocamıza ve kendisinden feyz alarak
tezhip ve minyatürleriyle bizi Selçuklu döneminde Nasreddin Hoca ile
buluşturan Ersan Perçem’e ve onun talebelerine, ayrıca Hüseyin Doğru
Bey’in şahsında Damla Yayınevi çalışanlarına en kalbi duygularımla
teşekkür ediyorum.
Mahmut Kaya
17 Nisan 2017
Üsküdar