Page 6 - 9786259895208
P. 6
ÖMER SEYFETTIN
Bayezid divanının edip, sakin, iyi huylu, dindar vezirleri,
onun vahşetlerini hatırlamaya tahammül edemezlerdi.
Bu zalim, bir gün mutlaka bizim hududumuza da tecavüz
edecek, doğu eyaletlerini işgale kalkacaktı. Bunu herkes
biliyordu. Geçen yıl Zülkadriye hâkimi Alaüddevle’den
nikâhla kızını istemişti. Alaüddevle kızını vermedi. İsmail
uğradığı bu red hakaretinden hiddetlendi; intikam için
padişahın toprağından geçti. Müdafaasız Zülkadriye arazisine
girdi, Diyarbekir, Harput kalelerini aldı. Sarp bir dağa kaçan
Alaüddevle’nin oğlu ile torunu eline esir düştü.
...
Cenk istemeyen padişah, Ankara’ya Yahya Paşa
kumandasında bir ordu göndermekten başka bir şey yapmadı.
Bu Şah, zalim olduğu kadar da kurnazdı... Osmanlı
toprağına geçtiği için özür diliyor, birbiri arkasına elçiler
gönderiyordu. O vakit Trabzon valisi bulunun Şehzade
Yavuz, babası gibi sabredememiş, Tebriz hududunu geçmiş,
Bayburt’a, Erzincan’a kadar her tarafı talan etmiş, hatta Şah’ın
kardeşi İbrahim’in elçisi şimdi bu tecavüzden de şikâyet ediyor,
Osmanlı toprağına son akınlarının, padişahın devletine karşı
değil, sırf Alaüddevle aleyhine olduğunu tekrarlıyordu. İşte
divanda bu kurnaz, bu zalim, gaddar türediye gönderilecek
münasip bir elçi bulunamıyordu; çünkü kendini Osmanlı
hakanıyla, bir tutan, hatta bütün şarkta cihangirliğini kuran bu
serseri karşısında devleti temsil edecek adama karşı şüphesiz
birçok münasebetsizlik edecek; öldürecekti.
Sadrazamın sağındaki, deminden beri bir mezar taşı gibi
hareketsiz duran, kırmızı tuğlu kavuk, yerinden oynadı. Yavaş
yavaş sola döndü:
7